ERMİŞ – Halil Cibran

booksiay

ERMİŞ – Halil Cibran

ERMİŞ – Halil Cibran

ERMİŞ – Halil Cibran

“Ben bir söz söylemeye geldim ve söyleyeceğim.

Ölüm beni alana kadar sesimi çıkarmayacağım.

Yarınlar tekrarlayacak sözümü”

Bir kitap düşünün…

Hayattan damıtılmış duyguların, düşüncelerin hepsi süzülmüş, herkesin anlayabileceği sadelikte olağanüstü cümlelere dönüşmüş. İnsana değer katan tüm öğretilerin sakin fısıltılarının yarattığı senfonisiyle zihninizi, kalbinizi, ruhunuzu aydınlatan hayallerinizin vücut bulduğu bir eser olmuş…

Halil Cibran ’ın okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuğun bile kolaylıkla anlayabileceği bir üslupla yazdığı bu manifesto, bana göre dünya felsefe tarihinin kilittaşlarından biridir.

Kütüphanede bulunması bir yana her zihinde taşınması gereken bir kitaptır.

Ermiş kimdir?

Reklamlar

Cibran’ın Ermiş’i  Orphalese şehrinde 12 yıldan fazla yaşayan Al Mustafa’dır. 

https://www.booksiay.com/ermisin-bahcesi-hayat-konustugunda-ruzgarlar-soze-donusur/ilknur-akpinar-yucedag/
https://www.booksiay.com/ermisin-bahcesi-hayat-konustugunda-ruzgarlar-soze-donusur/ilknur-akpinar-yucedag/

Al Mustafa evine dönmek için gemiye binmek üzereyken, bir grup insan tarafından durdurulur. Kalabalık meydanın ortasındaki bu topuluk ve Mustafa arasında karşılıklı bir soru cevap konuşması başlar.

Mustafa onlarla aşk, evlilik, çocuk, verme, yeme ve içme, çalışma, zevk ve hüzün, evler, kıyafetler, alma ve satma, suç ve ceza, yasalar, özgürlük, sebep ve sonuç, acı, kendini bilme, öğretme, arkadaşlık, konuşma, zaman, iyi ve kötü, ibadet, güzellik, din ve ölüm başlıklarını oluşturan insanlığın halleri üzerine konuşur.

https://www.booksiay.com/meczup-yedinci-benlik/ilknur-akpinar-yucedag/

Halil Cibran ‘ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan kitap, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemesidir. Ermiş, 100’den fazla dile çevrilerek Dünya edebiyatı tarihinde en fazla çevrilen kitaplardan biri olmuştur.

https://www.booksiay.com/kum-ve-kopuk-en-kutsal-gozyaslarimizin-gozlerimize-hic-ihtiyaclari-yoktur/ilknur-akpinar-yucedag/

Sizi, Cibran ‘ın sade dünyasının yalın kelimeleriyle yarattığı cümlelerin anlam zenginliğiyle baş başa bırakıyorum.

ALINTILAR:

“Evlilik üzerine;

Beraber doğdunuz ve sonsuza dek beraber olacaksınız.

Ölümün beyaz kanatları günlerinizi savurduğunda beraber olacaksınız.

Evet, Tanrı’nın sessiz hafızasında bile beraber olacaksınız.

Fakat mesafeler bulunsun beraberliğinizde…

Ve göğün rüzgârları dans etsin aranızda…

Birbirinizi sevin, fakat aşkı pranga eylemeyin

Ruhlarınızın sahilleri arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.

Birbirinizin tasını doldurun ama aynı tastan içmeyin.

Birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı somundan yemeyin…

Şarkı söyleyin ve dans edin birlikte ve eğlenin

Ama tek başınıza olun ikinizde…

Tıpkı bir lavtanın aynı müzikte titreşen ama ayrı ayrı duran telleri gibi.

Kalplerinizi verin ama teslim etmeyin birbirinizin eline.

Çünkü yalnızca hayat avucunda tutabilir kalplerinizi…

Ve beraber durun ama çok yakın değil…

Çünkü ayrı durur tapınak sütunları…

Ve birbirinin gölgesinde büyümez Meşe İle Selvi…”

***

“Giyimde edep temiz olmayanın gözlerinden korunmayı amaçlar ve temiz olmayan kalmadığında giyimde edep bir prangadan ve zihni engelleyen bir tortudan başka nedir?”

“Gerçekte konfor tutkusu ruhun tutkusunu öldürür sonra da sırıtarak yürür katılıp onun cenaze törenine.”

***

“ Sevinç ve üzüntü üzerine

Reklamlar

Sevinciniz maskesinden sıyrılmış üzüntünüzdür.

Gerçekte sevinciniz ve şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu çoğu zaman gözyaşlarınızla dolmuştu.

Başka nasıl olabilir ki…

Üzüntü varlığınızı ne kadar çok oyarsa o kadar çok sevinç taşıyabilirsiniz.

Şarabınızı koyduğunuz kâse çömlekçinin fırınında pişirilmiş kâsenin ta kendisi değil midir?

Ve ruhunuzu sakinleştiren lavta bıçaklarla oyulmuş ağacın ta kendisi değil midir?

Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın, göreceksiniz ki

Sizi şu an sevindiren

Sizi bir zamanlar üzenden başka bir şey değil

Üzgünken yine yüreğinize bakın

Göreceksiniz ki

Aslında bir zamanlar mutluluk kaynağınız olan şey için şu an ağlıyorsunuz.

Bazılarınız sevinç üzüntüden büyüktür derken

Bazılarınız da hayır üzüntü daha büyüktür diyorlar.

Ama ben size diyorum ki onlar birbirinden ayrılmaz.

İkisi birlikte gelir

Ve biri sizinle beraber sofranıza otururken

Diğeri yatağınızda uyur.

Bunu hiç unutmayın.

Gerçekte sevinciniz ve üzüntünüz arasında terazi gibi asılı duruyorsunuz.

Sadece kefeler boşken hareketsiz ve dengedesiniz.

Hazinedar altınlarını ve gümüşlerini tartmak için sizi kaldırdığında

Ya sevinciniz ağır basar ya üzüntünüz.”

***

“Çalışmak gözle görülür kılınmış aşktır. “

***

“Hayat gerçekten bir karanlıktır dürtü olmadığı zaman

Her dürtü kördür bilgi olmadığı zaman

Her bilgi boşunadır iş olmadığı zaman

Ve her iş boştur aşk olmadığı zaman”

***

“Bütün sahip olduklarınız bir gün verilecek, öyleyse şimdiden verin de verme mevsimi mirasçılarınıza değil size ait olsun.”

***

“Sevdiğiniz zaman Tanrı yüreğimde değil, ben Tanrının yüreğindeyim demelisiniz.”

***

“Sessizlikler arayıcısıyım ben ve sessizlikte nasıl bir hazine buldum güvenle başkalarına dağıtabilecek.”

“Her zamanki gibi sevgi, ayrılık saati gelene kadar bilmez kendi derinliğini.”

“Konuş bizimle ve hakikatinden ver bize.

Ve bizler onu çocuklarımıza aktaracağız.

Ve onlar da kendi çocuklarına aktaracaklar.

Ve o asla yok olmayacak.

Yalnızlığında günlerimizi seyrettin

Ve uyanıklığında uykumuzun ağlayışını gülüşünü dinledin sen.

O halde

Şimdi bizi bize göster

Ve doğumla ölüm arasındakine dair sana gösterilen her şeyi anlat bize.

Ve o yanıtladı: Ey Orphalese halkı!

Şu anda bile ruhlarınızda kıpırdayıp durandan başka neden söz edebilirim.”

***

“Aşk üzerine

“Aşk sizi çağırdığında onu takip edin,

Yolu sarp ve dik olsa da.

Kanatları sizi sarmaladığında ona teslim olun.

Kanatlarının arasına gizlenmiş bir kılıç sizi yaralasa da.

O sizinle konuştuğu zaman ona inanın.

Kuzey rüzgârının bir bahçeyi mahvetmesi gibi sesi rüyalarınızı yıksa da…”

“Ve hayat okyanusundan içmeyi hak etmiş olan sizin küçük derenizden de tasını doldurmayı hak eder.

Ve bir şeyleri alma cesaretinden ve güveninden hatta hayırseverliğinden daha büyük erdem var mı?”

***

“Haklıyı haksızdan ve iyiyi kötüden ayıramazsınız.

Çünkü onlar siyah ve beyaz ipliğin beraber dokunması gibi

Beraber dururlar günışığının karşısında.

Ve siyah iplik koptuğunda dokumacı kumaşın tümüne bakar

Dokuma tezgâhını da gözden geçirir.

“İnciteni kınayacak olan incinenin ruhuna da baksın

Ve eğer biriniz doğruluk adına cezalandıracak 

Ve kötü ağaca baltayı indirecek olursa

Köklerine baksın onun..

Gerçekte iyi ile kötünün

Meyve verenle vermeyenin köklerinin

Toprağın sessiz bağrında sarmaş dolaş olduğunu görecektir.”

***

“Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa

Önce onun içinizde kurulu tahtını yok edin.

Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir.

Eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorbalık

Ve kendi gurularında bir utanç yoksa

***

“özgürlüğünüz prangalarından kurtuldu mu?

Daha büyük bir özgürlüğün prangası olur.”

***

“Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanıdır.

Aklınız ve muhakeme gücünüz tutku ve arzularınıza karşı savaşır.”

“Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.

Nasıl meyvenin kalbinin güneşi görmesi için

Çekirdeği kırılmak zorundaysa

Siz de acıyı tanımak zorundasınız

Ve eğer yüreklerinizi hayatlarınızdaki gündelik mucizeler karşısında

Merak ve hayranlıkla dolu tutabilseydiniz

Acınız da en az neşeniz kadar harika görünürdü

Ve yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz

Tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman

Kabullendiğiniz gibi

Ve hüznünüzün kışlarını sükûnetle seyrederdiniz

Acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir.

İçinizdeki hekimin hasta nefsinizi tedavi etmekte kullandığı

Acı ilaçtır

O yüzden hekime güvenin

Verdiği ilacı sessizce ve sakin bir şekilde için

Çünkü ağır ve sert olsa da görünmeyenin şefkatli eliyle yönlendirilmiştir.

Ve uzattığı çanak dudaklarınızı yaksa da

Çömlekçinin kendi kutsal gözyaşlarıyla ıslattığı

Kilden yapılmıştır.

KİTAP KÜNYESİ

Adı:                                    Ermiş

Orijinal Adı:                       The Prophet

Yazar:                                 Halil Cibran

Konu:                                 Felsefe, Hayat ve insanlık üzerine

İlk Yayın Tarihi:                 1923

Kütüphane:                       Storytel

 

Bir cevap

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!