EĞER – Rudyard Kipling
EĞER – Rudyard Kipling
Eğer bir gün çevrendekiler
Paniğe kapılıp da birer birer
Suçları sana yüklediklerinde sen,
Gene soğukkanlı kalabilirsen…
Eğer herkes senden şüphe ederken
Sen kendine güvenebilir
Ve öfkeni sabırla yenebilirsen
Eğer bekleyebilir
Ve beklemekten yorulmazsan
Yalancılığın geçerli olduğu yerlerde
Sen yalana sarılmazsan
Ve senden nefret edildiği zaman
Sen nefrete kapılmazsan
Fakat aynı zamanda çok iyi görünmeye
Ve bilgelik havasına bürünmeye
Gayret etmezsen eğer
Eğer tutsak olmadan hayallerine
Hayal kurabilirsen
Eğer düşünebilir
Fakat düşüncelerinin
Prangalarını kırabilirsen
Felâket yahut zafer
Bu iki hilekâra da eğer
Aynı tebessümle bakabilirsen…
Ve senin söylediğin bir hakikatin
Sahtekârların elinde
Ahmakları avlamak için
Bir tuzak hâlinde
Kullanıldığını görür de
Susabilirsen…
Eğer durup seyrederken
Bir ömre bedel varlığını
Onun birden bire yıkıldığını
Gördüğün zaman sen yıkılmazsan…
Ve baştan başlayarak
Yorgun argın ellerinle onu
Tekrar ve yeniden kurabilirsen…
Eğer bir ömür boyunca kazandığın
Her şeyi yığın yığın
Koyarak ortaya üstüne hayatının
Büyük kumarına girebilirsen…
Ve kaybettiğin zaman
Bir kelime bile konuşmadan
Kendini işine verebilirsen…
Ve bir gün dermanı tükenmiş
Kalbine ve sinirlerine
Hükmederek onları emirlerine
Yeniden tabi kılabilirsen…
Eğer bütün bunlardan sonra sana
Dayan!.. diye seslenen iradenden
Başka bir şey kalmamışken
Dayanabilirsen…
Eğer sefillerle gezerken kişiliğini
Ve krallarla dolaşırken halkla ilişiğini
Koruyabilirsen…
Eğer dostlarına hatta
Düşmanlarına karşı
Yücelterek barışı
Hiç kimseye kırılmazsan…
Ve herkese ayrı ayrı değer
Verir de hiçbirini diğer
Kişilerden fazla önemsemezsen eğer…
İhmali affedilecek bir dakikanın
Altmış saniyesinin altmışını da
Teker teker
İyi kullanabilirsen eğer…
Mutluluğu hep yanında bulursun
Her şeyinle birlikte dünyalar senin olur
Hatta
Adam olursun oğlum
Adam olursun!..
Rudyard Kipling
Çeviren: Gökhan Evliyaoğlu
1895 yılında Nobel Ödüllü Britanyalı şair Rudyard Kipling tarafından yazılmış ve orijinal ismi “If” olan şiir Türkçeye Türkiye Cumhuriyeti eski başbakanlarından Bülent Ecevit tarafından “Adam Olmak” ismiyle çevrilmiştir. Gökhan Evliyaoğlu’na ait yukarıda yazılı olan çevirisi ortaokulda Türkçe dersimizde çok sevdiğim öğretmenim tarafından bize ezberletilen versiyonuydu. Dünyada en çok okunan ve bilinen şiirlerden biridir.
Hayatımda olgunlaşmanın ilk adımını bu şiiri anlamaya başladığım zaman attığımı düşünüyorum. Eski Bir Tapınak Yazıtı’ndan önce hayatımı etkileyen ilk şiirdir.
Şair Kipling söylevini oğluna ithafen yazmış ve son dizeyi “ you’ll be a Man, my son!” şeklinde ifade etmiş.
Adam Olmak deyiminin bizdeki anlamını da burada belirtelim: “Kendine ve topluma yararlı hale gelmek, iyi şekilde yetişmek, olgunlaşmak.”
Adam Olmak deyiminin bir de hikayesi var. Yeri gelmişken onu da ekleyim:
“Bir adamın delikanlılık çağında, çok dik başlı bir oğlu varmış. Anne babası bir şeye ak dese o mutlaka kara dermiş. Kendi bildiğini okur, büyüklerini hiç dinlemezmiş. Oldukça da saygısızmış. Bir gün yine babasını çıldırtmış. Babası o kızgınlıkla “Senden adam olmaz!” diye bağırmış. Bu söz delikanlının çok ağrına gitmiş. Çekmiş gitmiş evden. Bir daha ana babasını aramamış. Okumuş, meslek sahibi olmuş. Bir yere vali olarak atanmış. Makam koltuğuna oturduğu gün yardımcılarına anne babasının adresini vermiş. Ne hâlde olursa olsunlar tutup getirmelerini emretmiş.
Tabii valinin annesi de babası da pek yaşlanmış, o sıralarda babası da hastaymış. Yataktan çıkacak hâli yokmuş garibin. Ama valinin adamları hiç oralı olmamış, zavallı ihtiyarları yaka paça valinin karşısına çıkarmışlar. Vali, babasını görünce iyice böbürlenmiş. “Bak bakalım, beni tanıdın mı?” diye sormuş. Adamcağız boş boş bakınca, vali kızgınlıkla “Hani bir zamanlar, adam olamazsın dediğin çocuğun vardı ya. İşte ta kendisiyim. Gördüğün gibi yanıldın. Koskoca vali oldum” demiş.”
İhtiyar, iç geçirmiş. “Ah evlat aaah!” demiş, “Ben sana vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim.”
Eğer Şiirinin Orjinalini buraya bırakıyorum:
IF
If you can keep your head when all about you
Are losing theirs and blaming it on you;
If you can trust yourself when all men doubt you,
But make allowance for their doubting too:
If you can wait and not be tired by waiting,
Or being lied about, don’t deal in lies,
Or being hated don’t give way to hating,
And yet don’t look too good, nor talk too wise;
If you can dream—and not make dreams your master;
If you can think—and not make thoughts your aim,
If you can meet with
Triumph and Disaster
And treat those two impostors just the same:
If you can bear to hear the truth you’ve spoken
Twisted by knaves to make a trap for fools,
Or watch the things you gave your life to, broken,
And stoop and build ’em up with worn-out tools;
If you can make one heap of all your winnings
And risk it on one turn of pitch-and-toss,
And lose, and start again at your beginnings
And never breathe a word about your loss:
If you can force your heart and nerve and sinew
To serve your turn long after they are gone,
And so hold on when there is nothing in you
Except the Will which says to them: ‘Hold on!’
If you can talk with crowds and keep your virtue,
Or walk with Kings—nor lose the common touch,
If neither foes nor loving friends can hurt you,
If all men count with you, but none too much:
If you can fill the unforgiving minute
With sixty seconds’ worth of distance run,
Yours is the Earth and everything that’s in it,
And—which is more—
you’ll be a Man,
my son!