KUM VE KÖPÜK – En Kutsal Gözyaşlarımızın Gözlerimize Hiç İhtiyaçları Yoktur

booksiay

KUM VE KÖPÜK – En Kutsal Gözyaşlarımızın Gözlerimize Hiç İhtiyaçları Yoktur

kum ve köpük

Kum ve Köpük

“Sonsuza dek yürüyeceğim bu kıyılarda,

Kum ve köpük arasında.

Gelgitler silecek ayak izlerimi

Ve rüzgâr dağıtacak köpükleri.

Ama deniz ve kıyı kalacaklar sonsuza dek. “

 Halil Cibran

Bugün elimizdeki kitabımız, Ece’nin kütüphaneme aldığı dörtlü “Halil Cibran” serisinin “Sevgiyle yaz” notlu olanı:

Kum ve Köpük

Kitabın kapağını açtığınızda ona adını veren paragrafla karşılaşıyorsunuz. Sonrasında mı? Okuduğunuz her kelimenin, dile gelip yazıya dökülmüş her cümlenin, sade ve bilindik haliyle nasıl bir şölene dönüştüğünü görüyorsunuz. Örneğin; ağaç, toprak, gökyüzü, yazı ve şiir kelimeleri hepimizin gündelik kullandığı kelimeler. Ancak, Cibran ’ın sihirli zihninden geçince olağanüstü etkileyici bir cümleye dönüşüyor:

“Ağaçlar toprak tarafından gökyüzüne yazılmış şiirlerdir. Biz onları boşluğumuzu kaydedebilmek için devirip kâğıda döküyoruz.”

Kitabın tamamı aforizmalardan oluşan ve sizi köpük köpük damla damla ıslatan bir şelale; zihninize dev dalgaların vurduğu bir sahil. Bu kitap öyle bir potpuriden oluşuyor ki ruhunuzun ve evrenin tüm kıyılarında dolaşıyorsunuz. Biçimleri ve anlamları yeni bir bakış açısıyla görüyorsunuz.

Aforizmaları birkaç cümleyle anlatabilmek ya da özetleyebilmek mümkün değildir. Her bir cümlenin hatta kelimenin kendi içinde bir öyküsü vardır. Onları sadece okursunuz ve sahildeki ayak izleri gibi zihninizde iz bırakır. Ta ki daha güçlü bir düşünce dalgası gelip onları silene kadar…

Cibran’ın ayak izleri hala sahilde; kum ve köpük arasında…
KUM VE KÖPÜK
Reklamlar

İçeriği daha net kavrayabilmeniz için arka kapak yazısını da buraya bırakıyorum:

Halil Cibran’ın zamanında küçük kâğıt parçalarına ve defterlerine karaladığı aforizma ve mesellerden oluşan bu küçük kitap, sanatçının parçalı bir “otoportresi”ni ortaya koyuyor. Ruhunun derinliklerinden gelen çarpıcı ve çağrışımlı imgelerle aşk, güzellik, doğa ve insanlık durumuna ilişkin bir türlü ifadesini bulamayıp “suskunluğa gömülmüş” olanı ifşa ediyor.

Cibran’ın yetmiş yılı aşkın bir süre önce yayımlanmış yapıtları, bugün dünyanın dört bir yanındaki okurlara ulaşmayı sürdürüyor. Sözcüklerinin bütün coğrafyalara uzanmasında, bu yapıtların birçok dile çevrilmesinin yanı sıra onun ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin insanlığı bir bütün olarak ele alan felsefesinin de rolü var kuşkusuz. Bir de insana dair verdiği mesajların her dönemde geçerli, “ezeli-ebedi” olmasının.

Ermiş’in ardından, 1926’da yayımlanan Kum ve Köpük 1960’larda düşünen ve üreten insanların yüreğine dokunmuştu. Beatles üyesi John Lennon, bir trafik kazasında yitirdiği annesi için yazdığı “Julia” adlı şarkıda bu yapıttan satırlara yer vermişti.”

Başı sonu 83 sayfa olan bu konsantre duygu ve düşün selini mutlaka okuyun, hissedin ve yaşayın.   

Her sayfadan bir tane yazsam 83 adet sıralanmış cümle bilgisayarda ve telefonda çekilmiyor. Kendimden biliyorum. Ancak buraya not düştüklerimden çok daha fazlası var garanti ediyorum.

Susmayı sevdiğiniz günlerde iç sesinizle çığlık çığlığa okuyacağınız bir eser.

Etkileneceksiniz…

KUM VE KÖPÜK

ALINTILAR:

“Sonbaharda tüm acılarımı toplayıp bahçeme gömdüm. Nisan gelip de ilkbahar toprağı sardığında, bahçemde bütün öteki çiçeklerden farklı güzel çiçekler boy verdi. O zaman komşularım koşup geldiler ve hepsi şöyle dediler bana: “Sonbahar tekrar geldiğinde, tohum mevsiminde, bahçemize ekebilmek için bu çiçeklerin tohumlarından verecek misin bize?”

 “İnci, bir kum tanesinin çevresine acının bina ettiği bir mabettir.”

“Benim içimdeki hayatın sesi, senin içindeki hayatın kulağına ulaşamaz; ama yine de biz kendimizi yalnız hissetmeyelim diye, konuşalım.”

“Büyük insanın iki kalbi vardır:

Biri kanar, öbürü tahammül eder.”

“Sevincin ya da acın büyüdüğünde, dünya daha küçük olur.”

“Eğer kış, “Bahar yüreğimdedir” deseydi, ona kim inanırdı.”

“Aramızda birileri mürekkep, birileri de kâğıt gibidir.

Birilerinin siyahlığı olmasa, öbürleri dilsiz olurdu.

Birilerinin de beyazlığı olmasa, öbürleri kör olurdu.”

 “Anımsamalar bir buluşma şeklidir.

Unutkanlıksa özgürlüktür”

“Hakikati keşfetmek için iki kişi gerekir:

Biri onu dile getirmek, öteki anlamak için”

“Üstümüzü kaplasa da sözcüklerin dalgaları, ebediyyen derinliğimiz suskundur.”

“Sözcüklerin dalgaları hep üzerimize gelse de, derinliğimiz hep suskun kalacaktır”

KİTAP KÜNYESİ

Kitap adı: Kum ve Köpük

Orijinal adı: Le Sable et l’écume: Livre d’aphorismes

Yazar: Halil Cibran

İlk Baskı: 1926

Baskı: 2019

Sayfa: 83

Yayınevi: İş Bankası Yayınları / Modern Klasikler Dizisi


Takvimimdeki günün anlam ve önemine ithafen;

Ey Naz, kızkardeşim; dün,bugünün anısı ve yarın, bugünün düşüdür.

Anıların ve düşlerin güzelliklerle dolu olsun, dünlerinle, günlerinle, yarınlarınla sağlıklı, huzurlu, mutlu nice yılların olsun …İyi ki doğdun, iyi ki varsın:

 

Bir cevap

  1. […] Cibran okumamış biri kitaplarını eline aldığında şaşırabilir. Çoğu toplamda elli sayfayı geçmeyen serileri gördüğünde […]

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!