KAHRAMANIN SONSUZ YOLCULUĞU – Simurg

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu ; Bütün Hikayeler Aynıdır!

“ Yaz mevsiminin sıcaktan bunaltan temmuz güneşinde, ikizlerin yokluğunda uğraştığımız sürpriz işleri nihayet bitirip, terasta her zamanki yerimize yeni oturmuştuk. Sherlock, yanımızda mamasını bitirmiş yalanıyordu. Yorgunluk kahvelerimizi yudumlarken bir telefon geldi. Konuşma bittiğinde Wolky sordu:

-Tatlım bir yelkenlide birkaç gün geçirmeye ve kaptanlık eğitimi almaya ne dersin?

–Yelkenli mi, kaptanlık mı? Bu da nereden çıktı Wolky? Çocuklar yok, kediyi ne yapacağız? Hem çok yorgunum, hem de bu sıcakta küçücük bir kamarada kalamam. Üstelik pandemi koşullarında, boş ver şimdi yelkenliyi hiç sırası değil!”

Macera böyle başladı !

Bir “kralın” çağrısıyla “dileklerimizin” başlangıcı için “denize ve aydınlığa” yolculuk yapmamız ve oradaki öğretimizi bulmamız gerekiyormuş demek ki…

Otuz altı saat sonra marinada demirlemiş yelkenlinin adına bakıyorduk: Simurg

Bizden bir gün sonra gelen kaptanımızla tanıştık: Deniz

O gece Simurg ’un kamarasında yıllardır benden kaçan kitabı yakalayıp okumaya başladım: Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

Bir hafta içinde birçok yeni anı, deneyim ve öğretiyle sınandık. İnsanlığımızın yeni alanlarını keşfettik. Yeni bir dost kazandık.

Suyun, hayatımızdaki önemini ve yokluğunun, yok oluşumuzun başlangıcı olduğunu yaşayarak gördük.  

Doğanın olağanüstü güzelliğiyle büyülü zamanlar yaşadık.

Yolculuğun efsane anıları zihnimizdeyken, eve dönüş bölümünde ormanda kahkahalarla “iyi ki geldik, çok güzeldi” diyerek gülüyor ve fotoğraflar çekiyorduk.

Ormanın içinde fark ettiğimiz şeyle arabayı durdurup dışarı çıktığımızda şoktaydık: Bir atom bombasının mantarı gibi yükselen duman, altında çıtırdayan alevler ve yanan hayvanların çığlıkları…

Cahit Sıtkı’nın “su insanı boğar, ateş yakarmış “ dizelerine ağıt yaktık…

Döndükten sonra uzun bir süre çektiğimiz fotoğraf ve videolara bakamadık. Geride kalan dostlarımızın durumu çok daha vahimdi. Hepimiz uçarken dağa çarpmış gibiydik.

2020 yazı tüm ülkenin hafızasına yangınlarla kül olmuş ormanlar, evler, hayvanlar ve bu ortamda mücadele veren insanlarla kazındı. Yılın sonunda ise herbirimiz bir kıvılcım haline gelmiştik.

Bu maceranın hepimize hatırlattığı şey ise, Deniz Kaptan’ın bize anlattığı ve teknesine adını vermesine sebep olan, Simurg ‘un hikâyesinde gizliydi.

Simurg ‘un Hikâyesi

Kendi ateşinde yanarak küllerinden yeniden doğan ve her şeyi bilen Simurg, Kaf Dağı’ndaki bilgelik ağacının dallarında yaşarmış. Doğadaki tüm kuşlar ona inanır, kurtuluşun ve sorunların çözümünün ondan geleceğini düşünürlermiş.  

Bir gün, ona inanan tüm kuşlar, sorunlarına yardım istemek için toplanıp Simurg ‘un huzuruna çıkmak istemişler. Simurg ‘un kanadından bir tüy bulan bir kuş sürüsü, diğer kuşlara çağrı yapmış. Çağrıyı duyan tüm kuşlar, yedi farklı vadiyi aşarak gidecekleri Kaf Dağı’na ulaşmak için, göğe doğru uçup yolculuklarına başlamışlar.

İstek Vadisinde birçok kuş her şeye sahip olabilmenin büyüsüne kapılıp kaybolmuş.

Aşk Vadisinde sisten ve güzelliklerine kapıldıkları kuğulardan, sülünlerden gözleri kör olmuş, birçok kayıp vermişler.

Cehalet Vadisinden geçerken hiçbir şeyi önemsememeye başlayanlar olmuş. Önemsemedikçe düşünmemiş, düşünmedikçe amaçlarını unutmuşlar.

İnançsızlık Vadisinde kuşlar Simurg’u bulamayacaklarını, yolda öleceklerini düşünmeye başlamışlar. Boşuna çabaladıklarını düşünen kuşlar geri dönmüşler.

Yalnızlık Vadisinden geçerken, kuşlar yalnızca kendini düşünmeye başlamış. Bazıları kendi başlarına hareket edip yönlerini kaybetmişler.

Dedikodu Vadisinde, arkadakilerden en öndekine doğru bir sürü dedikodu gelmiş. Sonunda en öndekine Simurg ‘un toprak olduğu, gitmelerinin bir anlamı olmadığı söylenmiş. Birçok kuş doğru olup olmadığını hiç önemsemeden, yolundan vazgeçip geri dönmüş.

Benlik Vadisinde, her kuş ayrı bir şey söylemeye başlamış, biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlamış, yanlış yoldan gidildiği söylenmiş. Böylece vadiyi geçip “ben” düşüncesinden uzaklaşana kadar en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar.

Vadilerden geçerken, her birinde bir duygunun tuzağına düşen, yorulan, azim ve istek konusunda yetersiz olanlar vazgeçmişler ve geri dönmüşler.

Giderek sayıları azalan kuşlardan geriye yolculuğa devam azmini gösteren “otuz kuş” kalmış.

Kaf Dağı’na ulaştıklarında bir de bakmışlar ki; ne Bilgi Ağacı var ne de Simurg…

“Simurg – otuz kuş” demekmiş ve anlamışlar ki “kurtarıcı bilge kuş”, bu yedi vadiyi geçen kuşlarmış. Onların her biri bir “SİMURG “muş!

Aslında gerçek yolculuk, kendilerine yapılan yolculukmuş.

Çağrınız yapıldıysa, yola çıkma zamanınız gelmiştir!

” Kahramanın Sonsuz Yolcuğu “nun Döngüsü

Anlam arayışı içindeki kahraman, huzursuzluk ve rahatsızlık duyduğu sıradan dünyasında bir çağrıyla yüz yüze gelir. Bu çağrı maceranın ve değişimin başladığı yerdir.

Bilinmeyenin korkusuyla gönülsüz kahraman çağrıyı reddetmeye meyillidir ve duraksamaktadır. Bu noktada onu motive eden kişi, eğitim veya ekipman karşısına çıkar. Böylece yolculuğun başlangıcı için ilk eşik atlanır.

Kahraman sıradan dünyasından çıkar, yeni ve özel bir dünyaya adım atar. Girdiği bu yenidünyanın kurallarını öğrenmeye başlar, ona destek verenleri ve karşı çıkanları keşfeder. Sınavlar ve öğretilerle yürüyüşüne devam eder. Böylece yolculuğun en büyük sorununa doğru yaklaşır.

Yenidünyanın en tehlikeli alanına gelir. Burası yolculuğun ikinci eşiğidir. Kahraman bu tehlikeli alanda en büyük korkusuyla yüzleşir. İçindeki acı onu büyük bir değişime uğratır.

Kahramanın yaşadığı büyük değişimin sonuçlarında korku ve acılar geride kalır ve rahatlar. Yolculuğun amacı yerine geldiğinde geri dönüş başlar.

Yenidünyadan eskisine dönüşte kahraman artık farklıdır. Eski çatışmalarının olmadığı, saf ve erginleşmiş bir bireydir.

Kahraman, maceradan elinde kalan değerlerle yeniden doğuşun gerçekleşmesi için akıştaki dünyasına döner.

Çağrıyı Duymaya ve Yaşam Hikâyenizin Döngülerine Yakından Bakmaya Hazır Mısınız?

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu , sıradanlığın korkusuzluğunda zamanı öğütürken, yerinden kalkan bireyin maceralarının döngüsündeki kalıbın kâşifi, bilim insanı Joseph Campbell’in en bilinen eseri.

Yazar, yukarıda anlattığımız Simurg’un efsanesi gibi tüm dünya tarihindeki mitler, masallar, hikâyeler ve efsanelerde kullanılan, bilinç ve bilinçaltımızı etkileyen, yönlendiren temaları derinlemesine inceliyor. Yüzyıllar boyunca gelişip değişen farklı coğrafyalardaki toplumların, dini, kültürel, sosyolojik, psikolojik, antropolojik anlatılarını inceleyerek , “Kahramanın” kendini arayıp bulma yolculuğunun kalıbını çıkarıyor.

Birçok esere ilham veren, ilk baskısı 1949 yılında çıkan kitap, insanlığın geleceğini öngörmek isteyenlerin başvuru kaynağı niteliğinde.

Simyacı ’nın Santiago‘sundan Matrix’in Neo ‘suna kadar birçok ünlü kitap, senaryo ve esere ilham kaynağı olan bu derleme kütüphanenizde mutlaka olması gereken kitaplardan…

Epilog

Yine basit bir özetinin yapılamayacağı bir eserle baş başayız. Elimdeki baskısında eser, Giriş bölümüyle birlikte dört kısma ayrılmış. Her bir bölüm kendi alt başlıklarına bölünmüş. Bu başlıkları okuduğunuzda yolculuğun tüm duraklarını görüyorsunuz.

Sanki kendi duraklarınızmış gibi J

Bölümlerin hemen altında her zamanki gibi kitaptan alıntıları da bulacaksınız.

Keyifli Okumalar J

KISIM 1: KAHRAMANIN MACERASI

BÖLÜM I: YOLA ÇIKIŞ

1.                 Maceraya Çağrı
2.                 Çağrının Reddedilişi
3.                 Doğaüstü Yardım
4.                 İlk Eşiğin Aşılması
5.                 Balinanın Karnı

BÖLÜM II: ERGİNLENME

1.                 Sınavlar Yolu
2.                 Tanrıçayla Karşılaşma
3.                 Baştan Çıkarıcı Olarak Kadın
4.                 Babanın Gönlünü Alma
5.                 Tanrılaştırma
6.                 Nihai Ödül

BÖLÜM III: DÖNÜŞ

1.                 Dönüşün Reddedilişi
2.                 Büyülü Kaçış
3.                 Dışarıdan Gelen Kurtuluş
4.                 Dönüş Eşiğinin Aşılması
5.                 İki Dünyanın Ustası
6.                 Yaşama Özgürlüğü

BÖLÜM IV: ANAHTARLAR

KISIM II: KOZMOGONİK ÇEVRİM

BÖLÜM I: YAYILIŞLAR

1.                 Psikolojiden Metafiziğe
2.                 Evrensel Çevrim
3.                 Hiçlikten Dışarı – Uzay
4.                 Uzay İçinde – Yaşam
5.                 Birin Birçoğa Bölünmesi
6.                 Yaradılışa Dair Halk Hikâyeleri

BÖLÜM II: BAKİREDEN DOĞUM

1.                 Evren ana
2.                 Kader Ağı
3.                 Kurtarılma Rahmi
4.                 Bakire Anneliğe Dair Halk Hikâyeleri

BÖLÜM III: KAHRAMANIN DÖNÜŞÜMLERİ

1.                 İlksel Kahraman ve İnsan
2.                 İnsan kahramanın Çocukluğu
3.                 Savaşçı Olarak Kahraman
4.                 Aşık Olarak Kahraman
5.                 İmparator ve Tiran Olarak Kahraman
6.                 Dünya Kurtarıcı Olarak Kahraman
7.                 Aziz Olarak Kahraman
8.                 Kahramanın Ayrılışı

BÖLÜM IV: ÇÖZÜLÜŞLER

1.                 Mikrokozmosun Sonu
2.                 Makrokozmosun Sonu

EPİLOG: MİT VE TOPLUM

1.                 Şekil değiştiren
2.                 Mitin, Tapımın ve Meditasyonun İşlevi
3.                 Bugünün Kahramanı

ALINTILAR

“Kozmik Dansçı, der Nietzsche, ağırlığını tek bir noktaya koymaz, fakat neşeyle, hafifçe döner ve bir konumdan diğerine sıçrar. Bu anda ancak bir noktadan konuşmak olasıdır, ama bu diğerlerinin kavrayışlarını engellemez.”

“Figürün ırkı ve konumu anlamsal değil, tarihsel ana aittir.”

“Bir aktörün, oynadığı rolün kostümünü giysin ya da giymesin hep bir insan olması gibi, Yok edilmezi tam olarak bilen kişi de Yok edilmezdir, başka bir şey değil.”

“Gerçek birdir, fakat bilgeler ona birçok isim takmışlardır.”

“Simgeler yalnızca iletişim araçlarıdır.”

“Savaş alanı, her yaratığın bir başkasının ölümüyle yaşadığı yaşam alanının simgesidir.”

“Ve nerede bir nefret bulacağımızı düşünürsek orada bir tanrı bulacağız; nerede bir başkasını öldürmeyi düşünsek orada kendimizi öldüreceğiz; nerede dışa doğru yol almayı umsak orada kendi varlığımızın merkezine geleceğiz; nerede yalnız olduğumuzu sansak orada bürün dünyayla birlikte olacağız.”

“Ebedi, her şeyi kapsayan, değişmeyen, kıpırdamaz Benlik sonsuza dek aynıdır.”

 “Bilinçdışı bir rüya sırasında, güpegündüz ya da delilik esnasında akla her türlü sisi, acayip yaratığı, korkuyu ve ürkütücü imgeyi gönderir, çünkü insan krallığı, bilinç dediğimiz şu görece düzenli küçük barınağın zemini altında, akla hayale gelmeyen masal mağaralarına iner.”

“Çocuğun düşmanlığının ilk nesnesi ilk sevgi nesnesiyle aynıdır”

“Çocukluğumuzun arındırılmamış imgelerine takıntılıyız ve bu yüzden de yetişkinliğimizin zorunlu geçişlerine karşı ilgisiz kalıyoruz.”

“Dünya, bildiğimiz kadarıyla, gördüğümüz kadarıyla, bir tek son sunar: ölüm, çözülme, parçalanma ve sevdiğimiz biçimlerin kayboluşuyla kalbimizin çarmıha gerilmesi.”

“Belki de bazılarımız barış nehrini ve ruhun hedefine giden yolu bulmadan önce karanlık ve dolambaçlı yollardan gitmek zorundadır.”

“Mitolojiyle aydınlanan bir ufuğun düşleriyle kuşatılmış yalıtılmış toplumlar, artık ancak sömürülecek alanlar olarak vardır.”

“Küçücük bir peri masalında dahi bulunan o derin yaratıcı merkezlere dokunma ve uyandırma gücü özelliği, tıpkı okyanusun sırrının bir damla suda ya da yaşamın bütün gizeminin bir pire yumurtasında saklı olması gibi bir mucizedir.”

“senin olan bir şey yok, yaptığın bir şey yok, yapabileceğin bir şey yok.”

“Ve gizli çağrıyı dinlemeye ve izlemeye cesaret edenlerin her biri o tehlikeli, bir başına ilerlemenin sıkıntılarını öğrenmiştir…”

“Kahraman kendi kendine kazanılmış teslimiyetin sahibidir.”

“Kahraman, hepimizin içinde saklı duran, yalnızca bilinmeyi ve yaşama katılmayı bekleyen tanrısal yaratıcı ve kurtarıcı imgenin simgesidir.”

“Rüya kişiselleştirilmiş mittir, mit kişisellikten çıkarılmış rüyadır; hem rüya hem de mit ruhun dinamiğinin genel işleyişi içinde simgeseldir.”

“Macera her zaman ve her yerde bilinenin örtüsünün ötesinde bilinmeyene bir geçittir.”

KİTAP KÜNYESİ

Adı:                                       Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

Orijinal adı:                        Hero With A Thousand Faces

Yazar:                                   Joseph Campbell

İlk Yayınlanma Tarihi:     1949

Tür:                                       Antropoloji-Etnoloji – Araştırma-İnceleme – Mitolojiler

Sayfa:                                   439

Yayınevi:                             İthaki Yayınları · Temmuz 2017