İNSAN NEDİR ? – Mark Twain

booksiay

İNSAN NEDİR ? – Mark Twain

İnsan Nedir? Mark Twain

İNSAN Nedir?

“Şans eseri bir kitap ya da gazetede bir paragraf okumak,

bir insana yeni bir yol açabilir ve onu eski ilişkilerini terk etmeye ve

yeni idealine sempati ile yaklaşan yeni ilişkiler aramaya sevk edebilir:

Ve sonuç, bu adamın yaşama biçimini bütünüyle değiştirebilir.”

Mark Twain

İnsan nedir sorusu için hatırlayabildiğim ilk cevap, çocukluğumdaki okul kitaplarımdaydı. O zamanlar, omurgalı memeliler sınıfında hayvanlar alemine dahil edildiğimizi ve bizi onlardan ayıran şeyin zekamız ve düşünme yeteneğimiz olduğunu öğrenmiştim. Yıllar geçtikçe çevremizdeki tüm hayvanlar yerküredeki yerini koruyordu ama biz hızla değişiyorduk.

Dünyada virüslerden sonra en hızlı değişen ve gelişen türdük. Mağaralardaki el izlerimizle, totem ve tabularla yola çıktık. Son iki yüz yılda insanlık tarihini bilim, sanat ve teknoloji ile yeniden şekillendirdik.   

İnsanın Yeni Türü

Şimdilerde “İnsan nedir” sorusuna “Sapiens”le başlayan daha farklı cevaplar veriliyor. Maymunlardan hallice başlayan bir türden, ilk ataları görse şaşkınlık ve korkudan, önünde secdeye kapanacağı bir türe doğru evrimleşiyor.

Maslow’un hiyerarşisinin en alttaki iki basamağını çoktan halletmiş olan insanlığın, av alanları entegre tesislere, toplayıcılığı mahsul hasatına dönerken, market raflarından füzyon mutfaklara uzanan geniş bir “karın doyurma” perspektifi var.

Reklamlar

Hırsızlar için “güvenlik” önlemleri almaya devam ediyor ama artık yabani hayvanların saldırısından endişe etmiyor.

Onlarca sosyal medya hesaplarındaki “beğen” butonları  “sevgi” ihtiyacı için yeterli olabiliyor.

Tüm bu çözümlenmiş görünen ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamağı daha ilginç. İnsan giderek fiziksel yalnızlığa gömülürken, ruhu gözleriyle kalabalıklara karışıyor. Artık özünden uzak bir yerde ve  “kendiyle yalnız kalmak” istemiyor.

İnsanın yeryüzündeki ve hatta gökyüzündeki yayılmacılığı, egemenliği, otoritesi genişlerken, ruhundaki, özündeki egemenliğinin daralması, küçülmesi hatta yok olma noktasına gelmesi ise tam bir paradoks.

İnsan Nedir?

Hasır şapkalı küçük çilli çocuktan yaşlı bir filozofa dönüşen Mark Twain, psikolojik egoizm, determinizm ve özgür irade fikirlerini içeren kitabını 1906 yılında isimsiz olarak yayınlamış. Bu günlere tanıklık etseydi nasıl bir kitap çıkardı acaba?

İnsan Nedir eseri, iki kuşak arasındaki tipik çatışmalarla geçen diyaloglardan oluşuyor. Fikirler, “Öğreten”i temsil eden Yaşlı Adam ve tüm “Öğrenen”lerin yerindeki Genç Adam’ın konuşmalarıyla dostane bir sohbet şeklinde geçiyor.

Akıl Bir Makine Midir?

Reklamlar

Diyaloğu yönlendiren Yaşlı Adam, zihnin çevresinden kopyaladığı fikirlerle dolu bir makine olduğunu iddia eder.

Ona göre, çevresinden aldığı tüm malzemelerle oluşturduğu fikirleri ürettiği için “İnsan” , hiçbir fikrin sahibi olamaz ve bunlar üzerinde hak iddia edemez.

Bir makineden farklı olmayan “akıl” her makine gibi dışarıdan çalıştırılır. İrade gücü bulunmayan bu makinenin tüm düşünce ve dürtülerinin kaynağı dışarısıdır ve insandan bağımsızdır.

Akıl çalışmaya karar verdiğinde insan onu engelleyemez.

Aynı şekilde, bilim ve sanatın da,  bu mekanik organın bağımsız gelişmesinin sonucunda oluştuğunu iddia eder. “İçgüdü” kavramını benzer bir yaklaşımla ele alır.

Hayvanlar da, tıpkı insanlar gibi mekanik düşünme süreçlerine sahiptir. Düşünme, hayvanlarla insanlarda ortaktır ve hayvanları “aptal” kabul etmek, insanlığın küstahlığıdır, der.

Kendi Ruhunu Tatmin Etme

Twain’in zihnindeki Yaşlı Adam, insanı bir şey yapmaya iten temel dürtünün “kendi ruhunu tatmin etme dürtüsü” olduğunu savunur. İnsanın gerçek amacı, iç huzurunu sağlamak ve ruhsal rahatlığa ulaşmaktır. İyilikler, fedakârlıklar ve kahramanlıklar bu dürtüye hizmet eder.

İnsanlığın sahip olduğu tüm yüce amaçların kökeni budur. Görevler, sırf görev olduğu için değildir. Eğer yerine getirilmezse bu ihmalin insanı rahatsız edecek olmasından dolayı yapılır.

Vicdan ise, insanın acı çekmeye başladığı noktada devreye girer. Eğer insanın kendisi acı çekmiyorsa, diğerlerinin acısına kayıtsız kalır.

Mark Twain

Gerçek adı Samuel Langhorne Clemens olan 1835’te Florida’da doğan Mark Twain,  babasının ölümüyle okuldan ayrılıp bir matbaada çırak olarak çalışmaya başlar. Ardından ağabeyinin çıkardığı Hannibal Journal adlı yerel gazetede dizgici olarak çalışır. Aynı gazeteye ve The Carpet-Bag’e mizah yazıları yazar. Daktilo makinesini ilk satın alanlardan birisi olan Mark Twain, daktilo ile yazan ilk romancı olarak anılır.

Bir gemici terimi olan Mark Twain ismini ilk kez 1863’te mizahi bir gezi yazısında kullanır. “Mark Twain”, derinlik ölçen, iki yağmuru gösteren ya da nehir botları için güvenli bir derinlik olan 12 fit olan çizgideki ikinci işaret anlamına geliyor.

Kaptanlık yaptığı bu dönemde,  Henry adındaki kardeşi ona eşlik eder. Bir gece rüyasında kardeşinin çalıştığı vapurun yanışını ve ölümünü görmesi ve bu olayın 1858’de aynen rüyasındaki gibi gerçekleşmesi onu çok etkiler. Dört yıl boyunca Missisippi nehrinde kaptanlık yapan yazar, maceralarının çoğunu bu deneyimleri üzerine kurgular.

Öksüz ve yaramaz bir çocuğun Mississippi’de geçen maceralarını anlattığı 1875 yılında yayımlanan Tom Sawyer’in Maceraları adlı eseri çok sevilir. 50. yaş günü kutladığı 1885 yılında yayımlanan Huckleberry Finn’in Maceraları adlı eseri kimilerince Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilir.

Kitap bittiğinde insanın duygusal gençlikten, materyalist yaşlılığa doğru seyahat ettiğini düşüneceksiniz. Dolayısıyla okuduğunuz yaşa göre fikirleriniz değişkenlik gösterecek.

Twain’in Asimov’dan önce robotlaştırdığı “İnsan”ı onun zihninden görmek isterseniz bu manifestoya mutlaka bir göz atın.

ALINTILAR

“- Sen hiç parayı umursamayan bir insan işittin mi?

   -Evet, Çatı katındaki odasını ve kitaplarını, yüksek maaş veren bir iş yerinde başlamak için terk etmeyen bir âlim. “

 “Vicdanımız, bizim de acı çekmeye başladığımız noktaya varıncaya kadar diğerlerinin maruz kaldığı sıkıntıları umursamaz. İstisnasız tüm durumlarda, bu bizi de rahatsız etmeye başlayıncaya kadar, diğer kişinin acısına kayıtsız kalırız.”

“Eğitim kafayı geliştirmek demektir. Belleği doldurmak değil.”

“İnsanı ya alçaltacak yönde eğitirler ya da onu yükseltecek yönde eğitirler, ama eğitirler.”

“İnsanlara kendimi anlatmayı, işlerine geleni duyduklarını fark ettiğimde bıraktım.”

“Adamı yaşlı kadının yardımına koşmaya iten güdü öncelikle kendi içini ferahlatmaktı; ikinci olarak, kadının ızdırabını dindirmekti.”

“İnsan bir bukalemundur; doğasının yasası gereği, bulunduğu yerin rengini alır. Çevresindeki etkiler onun tercihlerini, kaçındığı şeyleri, politikasını, beğenilerini, ahlakını, dinini yaratır.”

“İnanmıştım ve bu inancımla mutluydum; sen, inancımı ve huzurumu elimden aldın. Şimdi elimde hiçbir şey kalmadı ve sersefil ölüyorum; çünkü bana anlattığın şeyler, benden alıp götürdüğün şeylerin yerini doldurmuyor.”

“Özgür İrade her zaman kelimelerde var olmuştur, ama orada kalır, olguya erişemez.”

“Arzuları insanın mizacıyla belirlenir ve o mizaç üzerinde efendidir.”

“ Mizaç bilinç, duyarlılık, ruhsal iştah aslında aynı şeydir.”

 “Sen bir enstrümansın konuşan bir megafonsun. Megafonlar onlar aracılığıyla söylenenlerden sorumlu değildirler.”

“Pek çok temel renk vardır. Bunların tümü gökkuşağındadır. Biz bu renklerden onların elli tonunu oluşturur ve isimlendiririz.”

“İnançlar edinimlerdir, mizaçlarsa doğuştan.  İnançlar değişime tabidir. Mizacı ne olursa olsun hiçbir şey değiştiremez.”

Twain & İnsana Bakış Açısı Diyaloğu

Yaşlı Adam: Bir buhar makinasını oluşturan malzemeler nelerdir?

Genç Adam: Demir, çelik, pirinç, beyaz metal, vesaire.

Y.A.: Bunlar nerede bulunur?

G.A.: Kayalarda.

Y.A.: Saf bir hâlde mi?

G.A.: Hayır maden cevherinde.

Y.A.: Bu metaller maden cevherinde bir anda mı birikmişlerdir?

G.A.: Hayır sayısız çağların sabırla verdiği emeğin ürünüdür bu.

Y.A.: Bir makinayı kayanın kendisinden yapabilir miydin?

G.A.: Evet, kırılgan ve değersiz bir tane.

Y.A.: Böyle bir makina için pek de bir şeye ihtiyacın olmazdı herhalde?

G.A.: Hayır ciddi anlamda hiçbir şeye.

Y.A.: İyi ve işe yarar bir makina yapmak için, nasıl bir süreç izlerdin?

G.A.: Dağların içinde tüneller ve oyuklar açar, demir madenini çıkarırdım; onu öğütür, eritir, dökme demir hâline getirirdim; dökme demirin bir kısmına Bessemer işlemi uygular ve bundan çelik elde ederdim. Pirincin elde edildiği birçok metal çıkarır, işler ve bir araya getirirdim.

Y.A.: Sonra?

G.A.: Elde ettiğim ürünün en kusursuzu ile iyi çalışan bir makina inşa ederdim.

Y.A.: Bu iyi çalışan makina için çok şeye ihtiyacın olur muydu?

G.A.: Ah, elbette.

Y.A.: Torna aletlerini, delgi aletlerini, planya aletlerini, baskı aletlerini, perdah aletlerini, kısacası büyük bir fabrikada bulunacak bütün becerikli aletleri çalıştırabilir miydi?

G.A.: Evet, çalıştırabilirdi.

Y.A.: Taştan yapılmış makina ne yapabilirdi?

G.A.: Bir dikiş makinasını çalıştırabilirdi muhtemelen başka da bir şey yapamazdı herhalde.

Y.A.: İnsanlar diğer makinaya hayran kalır ve onu coşkuyla överlerdi değil mi?

G.A.: Evet.

Y.A.: Fakat bunu taştan yapılmış makina için söyleyemeyiz herhalde?

G.A.: Hayır.

Y.A.: Metalden yapılmış makinanın hünerleri, taştan yapılmış makinanınkilere kıyasla çok daha fazla mı olurdu?

G.A.: Tabii ki.

Y.A.: Şahsi hünerler mi?

G.A.: Şahsi hünerler mi? Ne demek istiyorsun?

Y.A.: Bu makinanın şahsına gösterilen itibarı hak eden, makinanın kendi performansı mı olacaktır?

G.A.: Makinanın kendisinin mi? Kesinlikle hayır.

Y.A.: Neden olmasın?

G.A.: Çünkü performansı şahsi değildir; yapı yasalarının bir sonucudur. Yapmak için ayarlandığı işleri yapıyor olması, bir hüner değildir. O işleri yapıp yapmamak elinde değildir.

Y.A.: O zaman taştan yapılmış makinanın bu kadar az iş yapıyor olması da onun kendi hünersizliği değildir?

G.A.: Kesinlikle değildir. Yapım yasalarının ona izin verdiğinden ve onu zorladığından daha azını ve daha fazlasını yapmaz. Bunda şahsi hiçbir şey yoktur; o, seçim yapamaz. Bu “giderek esas konuya gelme” sürecinde varmayı düşündüğün nokta, insan ile makinanın neredeyse aynı şey olduğu ve her ikisinin performansı için de hiçbir şahsi hünerin söz konusu olmadığı mıdır?

İNSAN NEDİR KİTAP KÜNYESİ

Adı:                                       İnsan Nedir?

Orijinal adı:                        What is Man?

Yazar:                                   Mark Twain                       

Sayfa sayısı:                       136

Kitabın türü:                      Deneme, Felsefe

İlk Baskı :                            1906

Yayınevi / Baskı tarihi:  Dedalus Kitap Mart 2018

Kütüphane:                       Storytel

Bir cevap

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Content is protected !!